Forum
=> Daha kayıt olmadın mı?Forum - face book
Burdasın: Forum => Serbest bölge... => face book |
|
john cena (şimdiye kadar 24 posta) |
Internet kafeye gittim (aha aha) Facebook sayfasına girdim (a a) Adımı çılgın diye verdim Artık ben de üye oldum (im im) Tanıştım güzel biriyle Yazışıyoruz günden güne Merham oluyor günlüme Artık ben de seven oldum Ama sevmeye bedel Gözleri çok güzel Öyle bir tatlı zor bulursun Herkes sorar nerden buldun Facebook facebook hergün aradım durdum Facebook facebook bu kızı ordan buldum Facebook facebook görür görmez tutuldum Facebook facebook galiba aşık oldum Facebook facebook hergün aradm durdum Facebook facebook bu kızı ordan buldum Facebook facebook görür görmez tutuldum Facebook facebook galiba aşık oldum Lokomotif gülşen Cıtı pıtı birsen Ah bir görsen Cici bibi ebru Esmer banu Tanışabilsen Güzeller güzel beğen Ne istersen Herkesin zevkine göre facebook�da Yakışıklı erkan Karizmatik serkan Canlar yakan Sempatik ercan Cılgın ayhan Yüzüne hayran Ister dost ister yeni aşk olursun Ben zaten aşkımı facebook�ta buldum Facebook facebook hergün aradım durdum Facebook facebook bu kızı ordan buldum Facebook facebook görür görmez tutuldum Facebook facebook galiba aşık oldum Facebook facebook hergün aradım durdum Facebook facebook bu kızı ordan buldum Facebook facebook görür görmez tutuldum Facebook facebook galiba aşık oldum | |||
john cena (şimdiye kadar 24 posta) |
PAMUK PRENSESİN ÖYKÜSÜ Her yerin karla kaplı olduğu bir kış günüymüş. Bir kraliçe, sarayının pencerelerinden birinin arkasında bir yandan nakış işliyor, bir yandan da hayal kuruyormuş. Derken birden parmağına iğne batmış ve gergefin üstüne üç damla kan akmış. Kraliçe kan damlalarına bakar bakmaz, “Çocuğum kız olursa, teni kar gibi ak, yanakları kan gibi al, saçları da pencerenin çerçevesi gibi kapkara olsun,” diye geçirmiş içinden. Bu olaydan kısa bir süre sonra bir kız çocuğu getirmiş dünyaya. Kızı tıpkı içinden geçirdiği gibi bir kızmış. Ona Pamuk Prenses adını vermişler. Ne yazık ki kraliçe doğumdan birkaç saat sonra ölmüş. Bir yıl sonra Kral yeniden evlenmiş. Yeni Kraliçe çok güzel bir kadınmış. Güzelliğine güzelmiş, ama bir o kadar da kibirliymiş, kendisinden daha güzel birinin olabileceğini düşüncesine bile tahammül edemezmiş. Odasında sihirli bir aynası varmış. Her gün o aynanın karşısına geçer, saatlerce kendisini seyreder ve sonunda, “Ayna, ayna söyle bana En güzel kim bu dünyada,” Diye sorarmış. Ayna da hiç duralamadan, “Sizsiniz Kraliçem,” dermiş. Fakat, Pamuk Prenses on dört yaşına geldiğinde, bir gün ayna şöyle demiş: Güzelsiniz Kraliçem, güzel olmasına, Ama Pamuk Prenses sizden daha güzel.” Kraliçe bunu duyunca çok kızmış, öfkesinden ne uyku girmiş gözüne, ne de bir lokma yemek yiyebilmiş. ‘Ne yapmalı, ne etmeli?’ diye düşünüp durmuş günlerce. Sonra kararını vermiş ve sarayın avcısını çağırmış huzuruna. “Pamuk Prenses’i ormana götür ve orada öldür. Öldürdüğüne kanıt olarak da kalbiyle ciğerini sök, bana getir.” Avcı Pamuk Prenses’i ormana götürmüş, bıçağını çekmiş. Fakat Pamuk Prenses’in ağladığını görünce onu öldürmeye kıyamamış. Pamuk Prenses ağaçların arasına dalıp gözden kaybolurken, “Ben yapamadım, ama hava kararıncaya kadar bir ayı veya bir kurt benim yapamadığımı yapar nasıl olsa,” demiş. Yolda genç bir yabandomuzu çıkmış avcının karşısına. O da hayvanı oracıkta öldürmüş, kalbiyle ciğerini söküp Kraliçe’ye götürmüş. Ama Pamuk Prenses’i avcının düşündüğü gibi ne bir ayı ne de bir kurt yemiş. Akşam olup hava kararınca dağların ardında küçük bir eve gelmiş. Kapısını çalmış, açan olmamış. Cesaretini toplayıp içeri girmiş. İçeride üzeri yenmeye hazır yiyeceklerle dolu yedi küçük tabağın bulunduğu yedi küçük sandalyeli uzun bir masa varmış, duvar dibinde de yedi yatak diziliymiş. Beklemiş, beklemiş, ama kimsecikler gelmemiş. Çok aç ve çok yorgun olduğu için daha fazla bekleyememiş ve her tabaktan bir kaşık yemek almış, yedi yataktan yedincisine yatıp uykuya dalmış. Biraz sonra evin sahipleri eve dönmüşler. Dağların derinliklerinde bulunan bir gümüş madeninde çalışan yedi cücelermiş bunlar. Pamuk Prenses’i görünce, “Ne kadar güzel bir kız!” demişler. Sabah olup uyandığında Pamuk Prenses cüceleri görünce önce çok korkmuş, ama kısa bir süre sonra onlardan bir kötülük gelmeyeceğini, onların çok iyi insanlar olduklarını anlamış. Yedi cüceler Pamuk Prenses’ten evlerini çekip çevirmesini istemişler, o da hemen kabul etmiş. “Hoşça kal,” demişler yedi cüceler işe giderlerken. “Kapıyı kimseye açma. Eğer üvey annen burada olduğunu öğrenirse seni tekrar öldürmeye kalkar sonra.” Bir gün Kraliçe tekrar aynasının karşısına geçmiş. Aynadan şu cevabı alınca suratının aldığı şekli varın siz düşünün artık: “Güzelsin Kraliçem, buraların en güzeli sizsiniz Ama ne var ki, yüksek dağların ardında Cücelerin küçük, şirin evindeki Pamuk Prenses dünyalar güzeli.” Bunu duyar duymaz Kraliçe hemen kolları sıvamış. Yaşlı bir satıcı kadın kılığına bürünmüş ve elinde içi kurdele dolu bir tablayla dağlara doğru çıkmış yola. Cücelerin evine varınca, “Kurdelelerim var, harika kurdeleler!” diye seslenerek kapıyı çalmış. Kimin geldiğine bakmak için pencereye çıkan Pamuk Prenses kurdeleleri görünce içi gitmiş. ‘Bunda ne kötülük olabilir ki!’ diye düşünerek kapıyı açmış. “Bunu mu beğendin güzelim?” demiş Kraliçe kurdeleyi Pamuk Prenses’in boynuna takarken. Sonra kurdeleyi sıktıkça sıkmış, ta ki Pamuk Prenses ölü gibi boylu boyunca yere uzanana kadar. O gece yedi cüceler Pamuk Prenses’i o halde bulmuşlar. Kurdeleyi kesmişler ve Pamuk Prenses hayata dönmüş tekrar. Böylece Kraliçe’nin elinden ikinci kez kurtulmuş Pamuk Prenses. Ertesi sabah Kraliçe anasının karşısına geçmiş yeniden. Aynadan Pamuk Prenses’in hâlâ yaşadığı haberini alır almaz hemen kılık değiştirmiş ve bir kez daha dağların yolunu tutmuş. “Taraklarım var, harika taraklar!” diye seslenmiş cücelerin evinin kapısında. Pamuk Prenses yaşlı kadının elinde tuttuğu tarafı görünce başına gelenleri unutuvermiş. Kapıyı açmış. “Saçların ne güzel, bırak ben tarayayım,” demiş Kraliçe. Ama tarak zehirliymiş, başına değer değmez Pamuk Prenses ölü gibi yere uzanmış. O gece yedi cüceler saçından tarağı almışlar ve Pamuk Prenses yeniden hayata dönmüş. Böylece Kraliçe’nin elinden üçüncü kez kurtulmuş Pamuk Prenses. Ertesi gün Kraliçe aynasının karşısına geçince, Pamuk Prenses’in hâlâ yaşadığını öğrenmiş. Öfkesi burnunda, bu kez en büyülü iksirini hazırlayıp bir elmanın yarısına sürmüş. Sonra da yaşlı bir dilenci kılığına girip yola koyulmuş. “Güzel kızıma tatlı bir elma benden, armağan,” demiş Kraliçe, pencereden bakan Pamuk Prenses’e. “Pencereden de verebilirim, kapıyı açmana gerek yok.” “Kötü diye mi almıyorsun yoksa,” demiş Kraliçe, Pamuk Prenses’in kararsız olduğunu görünce. Sonra da zehirsiz tarafından ısırmış ve, “Al bak harika!” diyerek uzatmış, yanakları gibi al al elmayı Pamuk Prenses’e. Pamuk Prenses elmayı zehirli tarafından ısırır ısırmaz cansız yere uzanmış. Kraliçe pencereden içeri, Pamuk Prenses’e bakmış. “ | |||
john cena (şimdiye kadar 24 posta) |
Shakira Waka Waka-Shakira Waka Waka Sözleri-Shakira Waka Waka Şarkı Sözü-Shakira Waka Waka Lyrics You're a good soldier Choosing your battles Pick yourself up And dust yourself off And back in the saddle You're on the frontline Everyone's watching You know it's serious We're getting closer This isnt over The pressure is on You feel it But you've got it all Believe it When you fall get up Oh oh... And if you fall get up Oh oh... Tsamina mina Zangalewa Cuz this is Africa Tsamina mina eh eh Waka Waka eh eh Tsamina mina zangalewa Anawa aa This time for Africa Listen to your god This is our motto Your time to shine Dont wait in line Y vamos por Todo People are raising Their Expectations Go on and feed them This is your moment No hesitations Today's your day I feel it You paved the way Believe it If you get down Get up Oh oh... When you get down Get up eh eh... Tsamina mina zangalewa Anawa aa This time for Africa Tsamina mina eh eh Waka Waka eh eh Tsamina mina zangalewa Anawa aa Tsamina mina eh eh Waka Waka eh eh Tsamina mina zangalewa This time for Africa « | |||
john cena (şimdiye kadar 24 posta) |
Emre Aydın Hoşçakal Şarkı Sözü Yazan ilyas | Tarih 01 Nisan 2010 | 6 Yorum Sen hiç görmedin Su vermeye benzedik Plastik çiçeklere Hiç görmedin Sen hiç görmedin Dans ettik durmadan Kırık camlar üstünde Sen öyle sana benzeyen her şey gibi Erirken avuçlarımda Ben ilyas.info unutuyorum Olacaklar sensiz olsun Daha durmam boşluklarında ben Unutuyorum Sen hiç görmedin Baştan böyle yazılmış Yok kimsesi kimsenin Hiç kimsenin Sen hiç görmedin Sonu baştan yazılmış | |||
john cena (şimdiye kadar 24 posta) |
Coştum coştum duruldum, Kız peşinden yoruldum, Gayri senden vazgeçtim, Ben ablana vuruldum. |
Cevapla:
Bütün konular: 65
Bütün postalar: 88
Bütün kullanıcılar: 18
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse